Hicri IV. ve V. asırlar, İslâm tarihinde siyasi anlamda çalkantıların yaşandığı, ilmî ve fikrî hayatın ise çok canlı olduğu bir dönemdir. Bu zaman diliminin siyasal anlamda en bariz özelliği hilafeti elinde bulunduran Abbâsî Devleti güç kaybetmiş; buna mukâbil içeride Şiî Büveyhîler, dışarda ise Şiî Fâtimî Devleti güç kazanmıştır. Fıkıh tarihi açısından ise bu asırlar, mezheplerin ekolleşme sürecini tamamlayıp özgün bir hüviyet kazandığı, mezhepler arası hilâfın yaygınlaştığı, mezhep üzerinden dinî hayatın yaşandığı, başta fıkhın fürûu olmak üzere usûle dair birçok önemli eserin kaleme alındığı bir zaman dilimidir. Dönemin önemli âlimlerinden biri olan Mâverdî, Şâfiî fakihlerinden olup fıkhın yanı sıra tefsir, ahlak, siyaset alanlarında da nadide eserler kaleme almış, İslâm kültür ve medeniyetine önemli katkılar sunmuştur. el-Hâvi’l-Kebîr adlı kitap, onun fıkıh alanındaki çalışmalarının başında gelmektedir. Bu eser, her ne kadar bir fürû kitabı olsa da usûl konularını da içermektedir. Eserdeki usûlî yaklaşımların ortaya konulması genelde usul ilminin, özelde ise Şâfiî usul anlayışının bilinmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Elinizdeki bu çalışmada, Mâverdî’nin usul anlayışı kendi döneminde yaşayan Şâfiî âlimlerle mukayese edilerek ortaya konmaya çalışılmıştır.