Bu çalışma, daha ziyade dışlayıcı yönüyle öne çıkan Yahudiliğin evrenseldışa açık boyutuna karşılık gelen ve Türkiyede daha önce çalışılmamış olan Nûh kanunları konusunu ele almaktadır. Yahudilikte Tanrı ile ilişki ahit kavramı ile ifade edilmiştir. Ahit, Tanrının insana hitabı, insanın da bu hitaba icabet etmesidir. Yahudi kutsal metinlerinde yer aldığı üzere, Tanrı insanlarla birkaç defa ahitleşmiştir. İlk insan Âdem ile başlayan ahitleşme, Nûh, İbrâhim ve İsrâiloğulları ile devam etmiştir. Nûh ile yapılan ahit herkesi muhatap alması bakımından evrensel kabul edilmektedir. İbrâhim ve ondan sonra yapılan ahitlerin muhatabı ise sadece İbrânîlerdir. Tanrının Nûh ile ahitleşirken koyduğu hükümler Nûh kanunları adıyla bilinmektedir. Tevratta tam şekilde yer almayan, Rabbânî kaynaklarda ise farklı biçimlerde ortaya konan bu hükümler, son şeklini daha sonraki dönemlerde almıştır. Aydınlanma döneminden sonra Nûh kanunları bazı yahudi ve hıristiyan akademisyenler tarafından tabii hukuk, evrenselcilik, dinî çoğulculuk vb. kavramların Yahudilikteki karşılığı olarak sunulmuştur. Nûh kanunları teorik plandaki evrenselcilik vurgusuna ilâveten günümüzde de dünyanın çeşitli yerlerinde mensupları olan Nûhîlik adlı sosyal bir harekete dönüşmüştür.