Hadis ilmine has ıstılahların oluşmaya başladığı rivayet asrı, Hz. Peygamber’in hadislerinin doğru tespitine hizmet eden ilelü’l-hadîs ilmi açısından büyük önem arz eder. İlelü’l-hadîs, hadis usulünde “sadece ehli tarafından bilinen ve rivayetin sıhhatini olumsuz yönde etkileyen gizli kusur” şeklinde tanımlanan illeti konu edinir. Bunun yanında daha genel anlamıyla hadisteki her türlü kusuru ifade eden illetin tespiti de ilel eserlerinde ele alınır. İlelü’l-hadîse dair kavramların rivayet asrında kullanıma girdiği, ilgili eserlerin de bu dönemde yazılmaya başladığı bilinmektedir. Günümüzde bazı araştırmacıların rivayetin sıhhatini belirlemede tek kriter olarak râvînin sika oluşunu kabul etmesi, bazılarının ise râvîlerin durumuna ve rivayetin sair özelliklerine bakmaksızın hadisleri doğrudan reddetmesi dikkate alındığında ilelü’l-hadîs ilminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkacaktır. İlel bilginlerinin, hadisi doğru tespit maksadına matuf olarak sergiledikleri büyük hassasiyet ve titizlik, onların eserlerinin buna benzer araştırmalarla tetkik edilmesiyle tam olarak keşfedilebilecektir. Bu çalışma, illetin rivayet asrında ne ifade ettiğini ve nasıl tespit edildiğini belirlemeyi hedeflemekte, illet tespit keyfiyetine dair yapılacak saptamaların somut bir örneğini göstermesi açısından ilel bilgini Ebû Bekr el-Bezzâr’ın ta’lil metodunu konu edinmektedir.