Tıp konulu rivayetlerin erken dönemlerden itibaren bilime veya dönemsel eş değerine arzı, teorik bir imkân olarak hep gündemde olmuş fakat kavramsal arka planı sağlam, işlevsel ve standart metodolojik bir yapıya kavuşturulamamıştır. Buradaki temel problem, bu rivayetlerin çoğunlukla tümüyle dinî nitelikte sayılmalarından dolayı, yine çoğunlukla dünyevi alanda kabul edilen bilime arz edilmelerindeki çekince gibi durmaktadır. Kısaca “dinî olan”ın “dünyevi olan”a arzında düğümlenen sorun, bu kitapta rivayetlerin ve bilimin dinî ve dünyevi taraflarının ortaya konulmasıyla çözümlenmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla öncelikle gelenekte bilime arzın nasıl uygulandığı şematik olarak gösterildikten sonra bilime arzın temellendirilmesinde kullanılabilecek yeni, özgün bir algoritma tasarlanmıştır. Buna göre tıbbi rivayetler ve bilim, ayrı ayrı ele alınıp her birinin statik (değişmez) ve dinamik (değişebilen) bileşenlerine ulaşılması, bilime arz sürecinin bu sistematik üzerinden yürütülmesi önerilmiştir. Tıp konulu rivayetleri bilim ölçütüne vurmada buradaki dinî ve dünyevi tarafların dikkate alınması gerektiğini savunan bu paradigmanın, rivayetleri tamamıyla dinî görüp asla bilime arz etmeyen veya tamamıyla dünyevi görüp toptan bilime arz eden kategorik bilime dayalı metin tenkidi yaklaşımlarından daha isabetli olduğu ve bu bakış açısının hadis ilminin özellikle metin tenkidi özelindeki usulüne önemli bir katkı yapacağı değerlendirilmektedir.