Allah’ın insanlık tarihiyle başlayan evrensel mesajının tezahürü olan İslâm, geldiği günden bugüne kadar çeşitli dönem ve coğrafyalarda ulaştığı fert ve toplumların zihin ve gönül dünyasını aydınlatmış; huzur, barış ve esenliğe kaynaklık etmiştir. 9 ve 10. yüzyıllarda bu ilâhî mesajla yakından temasa geçip İslâm’ı kabul eden Türkler, diğer topluluklar gibi İslâm’ı kendi sosyal gerçekleriyle ilişkili biçimde idrak edip hayatlarına taşımışladır. Bu süreçte İslâm’ın ilmî, ahlâkî ve tasavvufî birikimiyle Türklerin dinî hayatına rehberlik etmiş öncü şahsiyetler ortaya çıkmış ve çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Alevî-Bektaşî klasiklerinden olan Erkânnâme 1, Alevîliğe ait yazma eserlerden olup “tasavvuf risalesi” ve “Alevîliğe dair bir tür ilmihal ve ahlâk kitabı” olma özelliğini taşımaktadır. Eser Alevîlik-Safevîlik ilişkisini anlama bakımından önemli bilgiler de sunmaktadır. Eser genel olarak şeriat, tarikat, marifet, hakikat; dört kapı, kırk makam, rehber, pir, yol-erkân, üç sünnet-yedi farz gibi konuları işlemektedir. Günümüz Türkçesine çevrimyazımı ve sadeleştirilmiş metniyle okuyucusuyla buluşmaktadır. Esere okuyucuya yardımcı olması için sözlük de eklenmiştir.