Allah’ın insanlık tarihiyle başlayan evrensel mesajının tezahürü olan İslâm, geldiği günden bugüne kadar çeşitli dönem ve coğrafyalarda ulaştığı fert ve toplumların zihin ve gönül dünyasını aydınlatmış; huzur, barış ve esenliğe kaynaklık etmiştir. 9 ve 10. yüzyıllarda bu ilâhî mesajla yakından temasa geçip İslâm’ı kabul eden Türkler, diğer topluluklar gibi İslâm’ı kendi sosyal gerçekleriyle ilişkili biçimde idrak edip hayatlarına taşımışladır. Bu süreçte İslâm’ın ilmî, ahlâkî ve tasavvufî birikimiyle Türklerin dinî hayatına rehberlik etmiş öncü şahsiyetler ortaya çıkmış ve çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Alevî-Bektaşî klasiklerden olan “Muhammed bin Hanefiyye Cengi” adlı eserin yazarı meçhul ve yazıldığı dönemi tam olarak bilinmemektedir. Eserde Müslüman Türkler arasında Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Haz. Hüseyin ve Muhammed b. Hanefiyye sevgisini besleyen cenkler konu edinilmektedir. Orijinal Metin, transkripsiyon ve sadeleştirilmiş metniyle okuyucusuyla buluşmaktadır. Esere okuyucuya yardımcı olması için sözlük de eklenmiştir